Sanatta Kimlik ve Anlatım

Sanatta Kimlik ve Anlatım

Sanat yalnızca sanatçıyı değil, aynı zamanda kendimizi anlamamıza da yardımcı olur. Sanat ve kimlik üzerine yazdığımız bu yazıda Frida Kahlo’nun sanatla kendini ifade edişini anlatacağız. Böylece sanatçının kendini ifade edişinde kendi kimliğinden nasıl izler taşıdığını daha net görmüş olacağız.

Frida’nın evliliği ve sanat hayatından bir kesiti aktararak bunun çok iyi bir örneğini gözler önüne sereceğiz.

1929’daki evliliklerinden itibaren Diego Rivera ve Frida Kahlo, Meksika’nın en ünlü çifti olmuştu. Diego, büyük duvar resimleri ile ünlü bir ressamken, Frida ise genellikle “Diego’nun karısı” olarak tanınıyordu. Ancak 1938’de Frida’nın resimleri de dikkat çekmeye başladı.

Bu sayede, Frida yurtdışına ilk yalnız ziyaretini gerçekleştirdi ve Paris ile Londra’da ilk solo sergilerini açtı. Tarzı eşsizdi. Meksika halk kültürü müydü? Sürrealizm mi? Kendisine sorulduğunda, Frida basitçe şu cevabı veriyordu: “Ben kendi gerçekliğimi resmediyorum.” Picasso, Frida’ya bir küpe hediye etti. Louvre Müzesi, bir resmini satın aldı. İki şovu da büyük başarı kazandı. Frida eve döndü, kocası Diego Rivera’dan boşandı ve “Kesilmiş Saçlı Otoportre” adlı resmini yaptı.

Onun sanatı, her zaman hayatındaki olaylara verdiği bir tepkiydi. Sanatsal süreçlerini, bir tür çıkış noktası olarak kullandı. Aşkı Diego Rivera ile evlendiğinde bu resmi yaptı. Aşkı Diego Rivera’dan boşandıktan sonra yine bu resmi yaptı. Sadece “eski Bayan Rivera” olmamaya kararlıydı. Diego, Frida’nın uzun saçlarını ve renkli elbiselerini severdi. Frida ise kendini, bu unsurların her ikisinin de olmadığı haliyle resmetti. Bir elinde makas, diğer elinde bir parça saçla bir sandalyede oturuyor. Bir sanatçı olarak kendisiyle ilgili pek çok şey gösteriyor gibi. 1940 yılında Frida kendini işte böyle görüyordu.

Sanat tek bir şekilde yorumlanamayacağı gibi sanatçı da tek bir şekilde sanat icra edemez. Burada anlatılmaya çalışılan sanatçı kendi kimliğini sanatına yansıtmayı tercih edebilir. Bu da eseri oldukça anlamlı kılan bir olgu olarak karşımıza çıkar. Sanatın kimlik anlatı bireyin benliğini dışa vurduğunu düşünen sanat eleştirmenleri çoktur. Size bu kavramı açıklamaya çalıştığımız bu yazı umarım hoşunuza gitmiştir.

Eğer bu yazıyı ilginç bulduysanız, sizi bir adım daha ileri götürecek başka bir bloga göz atmanızı öneriyoruz! Konuyla ilgili daha derinlemesine bilgi edinmek ve ilham almak için “Sanat Felsefesi Nedir?” yazımızı mutlaka okuyun. İlginizi çekeceğine eminiz.

Yazımızda bahsettiğimiz konular hakkında daha fazla bilgi almak veya bize ulaşmak isterseniz, sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz. Güncel içeriklerimiz ve paylaşımlarımız için bizi Instagram ve Pinterest sayfalarımızdan takip edebilirsiniz.